Yaz döneminde sıcakların da etkisiyle serinlemek ve soğuk içecekleri fazla tüketmek artık moda haline geliyor. Gazlı, şekerli içecekler ise obeziteye davet etmesi ile ünlü içeceklerdi.
OBEZİTEYE DAVETİYE ÇIKARIYOR
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, şekerli içeceklerde yaygın olarak kullanılan yapay tatlandırıcı aspartamın halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Özellikle sıcak havalarda tüketimi artan gazlı içecekler ve şeker oranı yüksek içeceklerin, obezite, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve diş problemleri gibi ciddi sağlık sorunlarını tetiklediğine vurgu yapan Erk, Türkiye’nin bu konuda kritik bir noktada olduğuna dikkat çekiyor.
“Türkiye, obezitede Amerika ve Meksika’dan sonra dünya üçüncüsü” diyen Erk, bu içeceklerin aşırı tüketilmesinin özellikle şeker hastalığı ve kronik böbrek rahatsızlıklarını artırdığını belirtiyor. Erk, halkın bu içecekleri tüketirken daha bilinçli olmasını ve sağlığı korumak adına şeker oranı yüksek içeceklerden kaçınılması gerektiğini savunuyor.
100 MİLYAR DOLARLIK PAZARI VAR
Aspartam, kimyasal formülü “aspartil-fenilalanin-1-metil ester” olan ve 1965 yılında James M. Schlatter tarafından keşfedilen bir yapay tatlandırıcıdır. 1974’te ABD’de kullanımı onaylanmış ve Avrupa Birliği’nde E951 koduyla gıda katkı maddesi olarak kabul edilmiştir. Aspartam, özellikle gazlı diyet içeceklerde, meyveli yoğurtlarda, hazır tatlılarda ve diyabet hastalarının kullandığı birçok gıdada yaygın olarak kullanılmaktadır. Dünya genelinde yapay tatlandırıcı piyasasının 100 milyar dolarlık devasa bir ticari hacme sahip olduğu ifade ediliyor.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, aspartamın global gıda devlerinin ürünlerinde temel bileşenlerden biri olduğuna dikkat çekiyor. Kaya, “100 milyar dolarlık bir pazar söz konusu olduğundan, bugüne kadar yapay tatlandırıcıların zararlarına yönelik araştırmaların göz ardı edildiğini” belirtiyor. Gıda endüstrisinin aspartamdan vazgeçmek istemediğini, ancak bu bileşimin sağlık açısından ciddi riskler taşıdığını vurguluyor. Kaya’nın uyarıları, aspartamın uzun vadeli etkileri konusunda daha fazla bilinçlenme ve araştırma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.